|
|||
Türkiye'de kadının 4 hali |
Hayata Dair | |||
![]() Popüler yaşam derin bir mutsuzluk getiriyor Türk toplumu ne geleneksel aile yapısı içinde ne de modern bir çekirdek aile görünümünde. Bir yönüyle feodal ilişkilerin sürdüğü bir yönüyle de modernleşme çabası içinde bir toplum. Bu yapı, kadının dünyası için de geçerli. Bir yandan televizyonda gördüğü popüler yaşantı hoşuna giderken diğer yandan evinde feodal ilişkiler ve beklentiler içinde çatışmalar yaşıyor. Örneğin; üniversite mezunu, kariyer sahibi bir kız eve geldiğinde “Nerede kaldın? Bu saatte dışarıda ne işin var?” gibi eleştirilere maruz kalabiliyor. Diğer taraftan popüler kültürün yansımaları kadınlarda yoğun olarak görülüyor. Estetik ameliyatlar, sürekli bakımlı olmak, diyet yapmak zorundaymış gibi hissetmeleri derin mutsuzluklara neden olabiliyor. Kadınların eskiye oranla çalışma yaşamında daha aktif rol almaları ise avantajları. ![]() Yeni Medeni Kanun, kadın hakları için önemli Türkiye'de bulunan taşınmaz malların sadece yüzde 8'i kadınların üzerine kayıtlı. Milyonlarca ev kadınının hiçbir sosyal güvencesi yok. Yani ekonomik özgürlükleri olmadığı için sürekli şiddetle karşı karşıya kalıyorlar. Bu nedenle Yeni Medeni Kanun kadın hakları açısından önemli bir adım. Ev kadınları, eşleri dışarıda çalışıp para kazanırken, evin düzenini sağlayan, çocukları büyüten kişidir. Bu emeğin Yeni Medeni Kanun'un kabulünden önce hiçbir anlamı yoktu. Olası boşanma durumunda, kadın evlilik yılları boyunca kazanılmış mallar üzerinde hak iddia edemiyordu. Yeni Medeni Kanun'la kadının emeği anlam kazandı. Evlilik birliği içerisinde kazanılan mal varlıklarında kadın da eşiyle eşit oranda hak sahibi oluyor. ![]() İstihdam rakamlarında kadının oranı düşük Türk kadınlarının iş gücüne katılımı konusunda yapılan araştırmalara göre, iş sahibi olan veya iş arayan kadın sayısının son derece düşük olduğu ortaya çıktı. Bu sonuca göre, Türkiye'de yaşayan her 4 kadından 3’ü ne çalışıyor ne de iş arıyor. Kadın istihdamının sektörel dağılımın baktığımızda; hizmet sektöründe kadın iş gücü oranı yüzde 57’yle ilk sırada yer alıyor. Kadınlar, bilimsel ve teknik alanda çalışanların yüzde 24’ünü, üst kademe yöneticisi olarak çalışanların yüzde 1’ini, idari personel olarak çalışanların yüzde 3’ünü, satış personeli olarak çalışanların yüzde 4’ünü, hizmet işçisi olarak çalışanların yüzde 13’ünü, tarım sektöründe çalışanların yüzde 9’unu oluşturuyor. Öte yandan sektörlere göre tekstil, öğretmenlik, tıpla ilgili meslekler kadınların çoğunlukta olduğu ya da kadın erkek sayısının birbirine yaklaştığı alanlar olarak göze çarpıyor. Kadınlar emek yoğun işlerde Eğitim seviyesi düşük çalışan kadınlar, uzmanlık gerektirmeyen mesleklerde yoğunlaşırken, iş gücü piyasasındaki kadınlar genelde geçici süreli, kayıt dışı işlerde ve evde çalışıyor. Bu tür emek-yoğun işlerin başında dokumacılık, konfeksiyon ve evde yapılan parça başı işler geliyor. Kadınlar kentlerde düşük, kırsal alanda oldukça yüksek oranlarda çalışıyor. Kırsal alanda ‘ücretsiz aile işçisi’ olarak çalışan genç kız ve kadınların oranı yüzde 62 civarında bulunuyor. Kadınlar en çok 20-24 yaşlarında iş gücüne katılırken, evlenme ve çocuk doğurma yaş dilimini temsil eden 25- 39 yaş grubunda çalışan kadınların oranı yüzde 35’e düşüyor.
DENİZ VARGELOĞLU Devamı Seninle Dergisi Mart 2010 Sayısında...
|
|